Arslan, konfederasyonun 48. kuruluş yıl dönümü kapsamında Ankara’daki HAK-İŞ Genel Merkezi’nde bir ortaya geldiği basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Arslan, Türkiye’deki vergi sisteminin adil ve hakkaniyetli olmadığını lisana getirerek “Devlet yalnızca yakaladığından vergi alıyor. Ne yazık ki hala yüzde 30’un üzerinde kayıt dışı istihdamımız var. Tıpkı vakitte kayıt dışı çalışan göçmenlerimiz var” dedi.
‘Vergide hudut olsun’
Arslan şöyle devam etti: “Ülkemizde bu mevzuda vergi kontrolü ve kayıt dışıyla çaba konusunda istediğimiz oranda bir çaba yapılmamaktadır. Hem kayıt dışılığın önlenmesi hem de sendikal örgütlülüğün önünün açılması için mevzuat değişikliğine gereksinimimiz var. Kriz devirlerinde verginin sabitlenmesini ve bu devirde çalışanların, işçilerin, ücretlilerin vergilerinin yüzde 10 ile sonlandırılarak krizden en az hasarla çıkılmasının sağlanması konusundaki ısrarımızı devam ettiriyoruz. Bu yapılırken bir taraftan da esaslı bir vergi ıslahatına gereksinimimiz olduğunu söz etmek istiyoruz. Bilhassa çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınan ve aile yükümlülüklerini de dikkate alan bir modelin ülkemize kazandırılmasını istiyoruz.”
Doğrudan vergilerden daha fazla dolaylı vergiler ödenmesini kabul etmediklerini kaydeden Arslan, dolaylı vergilerde adaletli bir sistemin asla olamayacağına işaret etti.
Arslan, başta KDV olmak üzere dolaylı vergilerin asgariye düşürülerek direkt verginin öne çıkarılacağı bir modeli Türkiye’nin başarmak zorunda olduğunu söz etti.
Orta Vadeli Program’daki amaçların gerçekleşmesinin en çok çalışanlar için kıymetli olduğuna dikkati çeken Arslan, “İşçi alacakları konusunda mahkemelerin yükünü azaltmak için getirilen arabuluculuk sistemi çalışanların başta kıdem tazminatı olmak üzere haklarının büyük ölçüde elinden alındığı bir modele dönüşmüştür. Bunu asla kabul etmedik, konuşmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.
Asgari Fiyat Tespit Kurulu’na eleştiri
Asgari Fiyat Tespit Kurulunun yapısının kapsayıcı ve iştirakçi olmadığını belirten Arslan, Türkiye’yi temsil etmekten uzak bu modeli asla kabul etmediklerini anlattı.
Arslan, “Asgari Fiyat Tespit Komitesi’nin yapısıyla ilgili baştan sona daha iştirakçi, kapsayıcı ve çalışanları geniş bir halde temsil edecek bir modeli inşa etmemiz gerekiyor. Hem bizler için hem bütün işçiler için hem de bu kurula katılan konfederasyonumuzun elini güçlendirmek için buna muhtaçlık var.” tabirlerini kullandı.
Asgari fiyatın, enflasyonun üzerinde arttırılmasının minimum fiyatla çalışanlar için çok büyük bir imkan olduğunu ve bunu desteklediklerini aktaran Arslan, “Ancak toplu mukavele sisteminde minimum fiyatın çok az üstünde fiyat alan çalışanlarımızın fiyatları minimum fiyatla çabucak hemen tıpkı noktaya gelmiş oluyor. Bu aslında Türkiye toplu mukavele nizamını yok edecek bir tehlikeyle bizi karşı karşıya bırakıyor. Çalışanların yıllarca sendikalara üye olarak toplu kontratlarda elde ettiklerinin bir çırpıda taban fiyat seviyesine düşmüş olması sendikal örgütlülüğün önünde en önemli manilerden bir adedidir. Münasebetiyle hem kamuda hem de özel kesimde minimum fiyat arttığı vakit, minimum fiyatla paralel olarak toplu mukavele sistemindeki çalışanların haklarının da en az taban fiyat seviyesinde arttırılacağı bir modele muhtaçlığımız var.” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye’de ortalama fiyat olan taban fiyatın, aslında istisnai bir fiyat olması gerektiğine vurgu yapan Arslan, “Asgari fiyatın yüksek enflasyonda daha fazla arttırılmasını talep ediyoruz. Nitekim toplumun o kısmının her halde desteklenmesini istiyoruz.” dedi.
‘Kıdem tazminatına erişimde çok önemli zorluklar var’
Arslan, mevcut kıdem tazminatı mevzuatının Türkiye personel hareketi için yetersiz bir düzenleme olduğunu belirterek, hak edilen kıdem tazminatlarının büyük ölçüde alınamadığını söyledi.
Türkiye’de kıdem tazminatına erişimde çok önemli zorluklar olduğunun altını çizen Arslan, “‘Kıdem tazminatı mevzuatı güzeldir, bizi tatmin ediyor, yeterlidir’ diyemeyiz. Kıdem tazminatı düzenlemesi, 12 Eylül darbecilerinin de getirdiği ek engellemelerle son derece yetersiz ve personelleri temsil etmemektedir.” halinde konuştu.
Arslan, “İstifa etsin ya da etmesin, rastgele bir münasebetle işten çıkarılsın ya da çıkarılmasın bütün personellerin kıdem tazminatı haklarının korunması gerekiyor. Bunun bir düzenlemeyle yapılması mümkün.” sözünü kullandı.
