Olpak, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2023 yılı büyüme sayılarına ait yazılı bir kıymetlendirme yaptı.
Olpak değerlendirmesinde şunları söz etti:
“2023 yılı pek çok açıdan kuvvetli bir yıldı. Jeopolitik gelişmelerin dünya iktisadı ve global ticaret üzerindeki olumsuz tesirleri ile düşük global büyüme oranlarını daima birlikte yaşadığımız bir yılı geride bıraktık. Yurt içinde ise, çok önemli yıkımı olan bir zelzele felaketiyle başladığımız yıla, başta finansal istikrarı sağlamaya yönelik adımlar olmak üzere yine dengelenmeye yönelik bir süreçle devam ediyoruz. Tüm bu iç ve dış gelişmeleri dikkate alarak Türkiye’nin 2023 yılı büyüme performansına baktığımızda, amaç büyüme oranının aşılması ve büyüme istikrarının korunması bedelli bir kazanım.
Sektörel olarak değerlendirdiğimizde ise; tarım bölümündeki ufak daralma dışında her kesimin büyümeye müspet katkı verdiğini görüyoruz. Endüstrideki büyümenin yüzde 0,8 oranında artmasını da dikkatli okumalıyız. Zira endüstrimizdeki ivme, ihracatımızın artışıyla da direkt tesirlidir.
Yılın birinci iki çeyreğinde yüzde 15-16 düzeyinde olan hane halkı tüketim harcamalarının 3. çeyrekte yüzde 11’e inmesinden sonra, son çeyrekte yüzde 9,3’e indiğini, mal ve hizmet ihracatının ise birinci iki çeyrekte negatif seyrinden sonra üçüncü çeyrekte olumlu katkı vermeye başladığını, bunun son çeyrekte azalmakla bir arada yeniden müspet bölgede kaldığını gözlemliyoruz. Kıymetli bir kalem olan yatırım harcamalarının ise her çeyrekte müspet katkı vermesine ek olarak, bilhassa üçüncü çeyrekte yüzde 14,8 artış gösterdikten sonra son çeyrekte de yüzde 10,7 oranında artarak çift haneli büyüme göstermesi de epeyce değerli.
Yıllık olarak değerlendirdiğimizde, ihracatımızın bilhassa 2023’ün birinci yarısında global iktisattaki gelişmelere bağlı olarak negatif katkı vermesiyle, yılın ikinci yarısındaki toparlanmaya karşın yılın tamamında büyümeye negatif katkı veren tek kalem olduğunu görüyoruz.
2024 yılına da yeniden global zorluklarla uğraş ederek başladık. Elbette yurt içinde finansal istikrarı sağlayarak; yatırım, üretim ve ihracatı artırma odaklı siyasetlerin uygulanmasına devam etmek kıymetli. Bilhassa global büyümenin yavaş seyrettiği bir ortamda ihracatımızın büyümeye daha fazla katkı sağlaması açısından, sanayi bölümündeki büyümenin bu periyotta daha fazla ön plana çıkması gerektiğini düşünüyoruz.
Dış Ekonomik Bağlar Şurası (DEİK) olarak, bu yılda da her vakit olduğu üzere tüm dünyaya yayılmış 152 iş konseyimizle ülke ekonomimize katkı sunmaya ve Türkiye’nin global ticaretten aldığı hissesi yükseltmek için dünyanın dört bir yanında yürüttüğümüz ticari diplomasi faaliyetlerimizle iş dünyamıza güç katmaya devam edeceğiz.”
