Sevilay ÇOBAN
İşletme eğitimi aldıktan sonra bir mühlet mali müşavirlik yapan Sunay Şener, 2006 yılında B2B altyapı ve tahsilat sistemleri üzerinde çalışmaya başladı. 2010’da taşınabilir teknolojinin yükselişini fark eden Şener, Pordiva Taşınabilir Yazılım’da kurucu ortak olarak birinci teşebbüsünü gerçekleştirdi. Şener, 2014’te dijital dönüşüm konusunda markalara danışmanlık vermeye başladığını belirterek, “Bu süreçte Mobilkoloni’yi kurdum ve Kadir Has Üniversitesi ile işbirliği yaparak IoT Akademisi Sertifika Programı’nı başlattık.
Şimdi ise satış ve taşınabilir teknoloji alanındaki bilgi birikimimle Ekmob’un kurucu ortağı ve CEO’su olarak misyon yapıyorum” diyor. Sunay Şener, SFA (Satış Takımı Otomasyonu) teknolojisi alanında 2017 yılından bu yana faaliyet gösterdiklerini söz ederek, bu süreçte satış gruplarının günlük hayatlarındaki en büyük destekçisi pozisyonuna geldiklerini söyledi.
“Dört yatırım çeşidini muvaffakiyet ile tamamladık”
Şener, bir start-up olarak kurduğu Ekmob’un nasıl scale-up (yükseliş) kademesine geldiğini şu sözlerle anlattı; “Her teşebbüs üzere eser – pazar ahengi için önemli AR-GE ve pazar çalışmaları yaptık. Bu süreçte iki defa eserimizi pivot ettik. Satış gruplarının alanda ve merkezde satış süreçlerinde etkin olarak yanlarında çalışarak hangi mevzularda zorlandıklarını gözlemledik.
Tamamen taşınabilir aygıtlardan müşterilerini yönetebildikleri, satış aktivitelerini girebildikleri, istedikleri bilgiye daha süratli ulaşabildikleri ve yapay zekâ sayesinde asistanlık hizmeti alabildikleri bir tahlili kendilerine sunduk. Bugün GoCust isminde yapay zekâ ile desteklediğimiz tahlilimiz ile sürdürülebilir bir büyüme grafiğini yakaladık. Otomotiv, sigorta, inşaat, banka, medikal üzere bölümlerin en büyük oyuncularına hizmet verebilir hale geldik. Ekmob bugüne kadar dört yatırım cinsini muvaffakiyet ile kapattı.”
“MENA bölgesinde büyüyeceğiz”
Son olarak ise Temmuz 2023’te kapanan bridge cins sayesinde mahallî pazardaki büyümelerini artırmayı ve küresel pazarlardaki operasyonları için birinci adımları atmayı amaçladıklarını tabir eden Şener, “Yerli ve yabancı toplam 270’in üzerinde firmaya hizmet veriyoruz. 2024 sonunda bu sayısı 350’ye çıkarmak istiyoruz. Birebir vakitte Dubai merkezli başlattığımız MENA bölgesinde büyüme stratejilerimiz amaçlarımıza istikamet veriyor” dedi.
“Türkiye’nin yapay zekâ potansiyeli çok yüksek”
Yapay zekânın kullanılan birçok teknoloji aracına entegre edildiğini lisana getiren Şener, “Şu anda bizim de ortalarında olduğumuz bir çok teşebbüs, mevcut eserlerini yapay zekâ ile entegre ediyor yahut direk yapay zekâ üzerine iş modeli teşebbüslerini hayata geçiriyorlar. Türkiye şu anda Milletlerarası Yapay Zekâ Endeksi’nde 160 ülke ortasında 47’nci sırada. Bu durum, Türkiye’nin yapay zekâ alanında daha fazla ARGE faaliyeti, yenilikçi projeler ve nitelikli uzmanların yetişmesi konusunda büyük bir potansiyel taşıdığını yansıtıyor.
Bu gelişme, Türkiye’nin teknoloji ve inovasyon alanındaki memleketler arası rekabet gücünü artırmak için büyük bir fırsat sunuyor” halinde söz ediyor. Şener, yapay zekânın günümüz mesleklerini öldürdüğü ve mevcut insan gücüne daha fazla kaliteli yük bindirdiğine dair tartışmalar hakkında ise şunları söyledi; “Yapay zekâ ve otomasyonun ilerlemesi, klâsik işlerin dönüşümünde bir dönüm noktası oluşturuyor. Bu teknolojilerin insan yeteneklerini destekleyici bir biçimde nasıl entegre edileceği ve insanların yanında nasıl kullanılacağı üzerinde durulmalıdır. Böylelikle, yapay zekânın insan gücü üzerindeki tesiri, daha verimli ve olumlu bir biçimde yönetilebilir.”
Rekabeti güçlendirip verimliliği artırıyor
2010’lu yılların başlarından itibaren, makine tahsili ve büyük bilgi analitiği üzere yapay zekâ teknolojilerinin gelişiminin satış alanında kıymetli bir dönüşümü tetiklediğine dikkat çeken Şener, sürece olan katkısını şöyle özetledi; “Yapay zekâ takviyeli satış araçları, satış temsilcilerine müşteri ile etkileşimlerinde daha derinlemesine ve tesirli bir formda rehberlik eder, böylelikle müşterilerle daha şahsileştirilmiş bağlantılar geliştirilir.
Yapay zekâ tıpkı vakitte satış süreçlerini otomatikleştirme yeteneğiyle de öne çıkar. Bu, iş yükünü azaltırken verimliliği artırır ve satış takımlarının odaklanması gereken kritik misyonlara daha fazla vakit ayırmasını sağlar. Bu halde, şirketler daha fazla satış gerçekleştirebilir ve müşteri memnuniyetini artırabilirler. Sonuç olarak, yapay zekâ satış alanında daha akıllı ve verimli iş süreçleri sağlayarak şirketlerin rekabet gücünü artırmış ve müşteri tecrübesini değerli ölçüde güzelleştirmiştir. Bu teknolojik ilerleme, satış dünyasında sürdürülebilir bir büyüme ve muvaffakiyet için kritik bir ögedir.
Zamanın %65’i ciro getirmeyen işlere harcanıyor
Günümüzde satış takımlarının vaktinin %65’ini satış ve ciro getirmeyen işlere harcadığının altını çizen Ekmob CEO’su Sunay Şener, “Dağınık irtibat kanalları, kullanılmayan CRM araçları ve ulaşılması güç raporlar grupların randıman ve performansını önemli olarak etkilemektedir. Ekmob, şirketlerin satış süreçlerini tek bir platformdan yönetmesine imkân sağlarken, entegre olduğu ERP, CRM, BI araçları ile birlikte satış grubunun gereksinimi olan tüm datalara tek bir taşınabilir uygulama üzerinden ulaşılmasını sağlar. Bu özellikler sayesinde Ekmob, satış süreçlerinde %40’a varan verimlilik artışı sunuyor” dedi.
