Türkiye Sigorta Birliği tarafından sigorta bölümü açısından 2023 yılının değerlendirildiği ve 2024 öngörülerinin paylaşıldığı basın toplantısı TSB Genel Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Türkiye Sigorta Birliği Lideri Uğur Gülen, toplantıda yaptığı konuşmada, TSB’nin Türkiye’de sigortacılığın gelişmesi üzerine gelecekteki trendleri, gelecekteki riskleri okuyan, bu risklere ve trendlere uygun eser, hizmet, teklif, siyaset, strateji geliştiren bir kurum olarak kendini konumlandırdığını lisana getirdi.
Geçen yılı “kusursuz fırtına” olarak pahalandıran ve sigorta kesiminin son birkaç ayda daha da fazla gündeme geldiğine işaret eden Gülen, “Bu kusursuz fırtına 2021 yılının başında başladı ve 2021 yılının kasım ayındaki yeni iktisat programının açıklanmasıyla muazzam ilerleyen bir dal olduk” sözlerini kullandı.
Gülen, sigorta bölümünün maliyetini bilmeden bir eser satma işini yaptığını belirterek, “2021 Kasım ayından sonraki şu günlere gelinceye kadar devirde öngörülebilir bir gelecek içinden geçmedik. Gelecekte ne olduğunu, ne olacağını, enflasyonun ne kadar yükseleceğini, kurun ne olacağı konusunda en ufak bir bilginiz olmadan hareket ettik” dedi.
Aktif toplam 2023’te 1,4 trilyon liraya ulaştı
Şu anda 70 faal şirket olduğunu belirten Gülen, faal toplamın 2022 yılında 781 milyar TL iken geçen yıl 1,4 trilyon TL’ye ulaştığını lisana getirdi.
Gülen, prim üretiminin geçen yıl yüzde 7 ile enflasyonun üzerinde bir büyüme göstererek 486 milyar TL’ye ulaştığına dikkati çekerek, “Sigorta kesiminde son 3 yılın en öngörülebilir devrindeyiz, bu sebeple gelecek konusunda iyimseriz. Sigorta dalının 2024 yılında enflasyonun üzerinde büyümesini bekliyoruz. Yüzde 52’lik bir büyüme beklentisi ile 740 milyar TL’ye ulaşan bir prim üretimi bekliyoruz” diye konuştu.
Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ve Otomatik İştirak Sistemi’nin (OKS) son 20 yıllık bir muvaffakiyet öyküsünün olduğunu belirten Gülen, geçen yıl BES ve OKS’de 16 milyon iştirakçiye ve fon büyüklüğünde ise 756 milyar TL’ye ulaşıldığını söz etti.
Gülen, BES ve OKS’de bu yıl sonunda iştirakçi sayısının 17,6 ya da 18 milyonlara ulaşmasının beklendiğini vurgulayarak, “Fon büyüklüğünde ise 1,3 trilyona ulaşılması bekleniyor. Sigorta sanayisi, toplam gayrisafi yurt içi hasılanın 30 katına yaklaşan yani trilyonlarla söz edilirse 491 trilyon TL’lik teminat sağlayan aslında devasa bir endüstri” açıklamasını yaptı.
“2024 yılı sigorta dalı için çok daha düzgün olacak diye düşünüyoruz”
Uğur Gülen, toplam prim üretiminde oto dışı ve sıhhatin hisselerin arttığını belirterek, kasko ve trafiğin toplam prim üretimdeki hissesinin azaldığını ve kaskoda son çeyrek büyüme suratının yüzde 62 düzeylerine düştüğünü söz etti.
Gülen, 2024 yılının sigorta bölümü için çok daha düzgün olacağını kaydederek, oto dışındaki branşta son çeyrek büyümesinin yüzde 101’e sıhhatte ise yüzde 118’e yükseldiğini lisana getirdi. Gülen, “Bu iki eser kümesi da nitekim primlerin başkalarından çok arttığı eser kümeleri. Oto dışı ve sıhhatte, neredeyse trafik kaskonun iki katı kadar bir büyüme var. Bunun da altında yatan çok temel neden maliyetlerindeki artış” yorumunu yaptı.
Gülen, riskin dağıtılmasında çok büyük rollerinin olduğunu vurgulayarak, “Kahramanmaraş merkezli zelzelelerde bunu gördük. Yani 105 milyar dolarlık ekonomik hasarın 5 milyar dolarını lakin sigorta bölümü ödeyebildi. Bu yüzde 30’lara kadar çıkabilirdi. 30 milyar dolara kadarını bu sigorta dalı çok rahat ödeyebilirdi” dedi.
Devlete 2 milyar dolarlık bir dolaylı ve kurumlar vergisi yarattıklarını kaydeden Gülen, “Acentelere 2 milyar dolarlık bir kurul geliri yaratıyoruz. Eksperlere 130 milyon dolarlık kaynak transferi yapmış kesimiz. Bölümümüzün istihdamı da 200 bin bireye ulaşmış durumda ve bunu yalnızca 20 milyarlık TL’lik ödenmiş sermaye ve 125 milyarlık TL’lik öz kaynak toplamıyla yapıyoruz” sözlerini kullandı.
“Sanayi şirketlerinin sigorta maliyetlerindeki yükselişte varlık artışları tesirli oldu”
TSB Lider Yardımcısı Ahmet Yaşar da sanayi şirketlerinin sigorta maliyetlerindeki artışında, varlık fiyatlarındaki artışların tesirli olduğunu belirtti.
Yaşar, “Sanayicinin fabrika binalarının pahası arttı. İçindeki malın kıymetinde de artış oldu. Makinenin pahasında Dövize ve enflasyona bağlı olarak artış var. Münasebetiyle varlık bedellerindeki artışı biz fiyatı yani çarpanı değiştirmediğimiz halde çarpılanı inanılmaz halde artırdığı için primler yükseliyor.” dedi.
Depremlerin yarattığı çok değerli bir farkındalık olduğuna işaret eden Yaşar, şunlara dikkati çekti:
“Sigorta bedellerindeki eksiklikler ortaya çıktı. Hasebiyle, sigortalılar ve sigorta aracıları tarafından bu sigorta bedelleri tekrar düzenlendi. Buradan kaynaklanan kıymetli bir artış var. Bunun dışında teminatların bir kısmının eksik alındığı ortaya çıktı. Poliçeye ek teminatlar eklendi. Buradan gelen prim artışları var. Sigortacının maliyetleri arttığı için biz de çarpanı biraz artırdık. Münasebetiyle çarpanla çarpılanın tıpkı anda artıyor olması fiyatların ve primlerin artmasına neden oldu. Sanayicide ise sigorta yapmaktan kaçınmak için primleri yükseltiyoruz üzere bir algı oldu. Bu ikisi ortasındaki farkı âlâ anlatmamız lazım.”
“TES seneye başlayacak”
TSB Lider Yardımcısı Taylan Türkölmez de tamamlayıcı emeklilik sisteminin şimdi isminin konulmadığını ve üzerinde çalışıldığını söyledi. Türkölmez kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bir uzlaşı olması gerekiyor zira emeklilik sistemi çok büyük bir ekosistem. Paydaşları ortasında patron ve çalışanlar olacağı için bir ortaya gelinip, el sıkışıp kamu ile bir seyahate çıkmamız gerekiyor deniyor. Zira bu çok kısa vadede ne sonuçları alınacak ne de kısa vadede sürecek bir seyahat. Türkiye’nin ikinci yüzyılının geleceği için gerekli olan bir seyahat. Tamamlayıcı emeklilik sistemi kıdem tazminatı ile bağlı değil. Bugün tartışılan model o değil. Toplum geçmişte yaşadıklarını zihinde tuttuğu için ‘biz tamamlayıcı emeklilik sistemi için ne konuşmuştuk’ deyip toplumsal medyada TES ile kıdem tazminatı gündeme geliyor. Şu anki tasarıda TSB’nin önerisi olmaması gerektiği tarafında. Orta Vadeli Program’a nazaran sistem yılın son çeyreğinde yürürlüğe girecektir. Uygulaması ise 2025 yılında başlayacaktır.”
“Trafikte yarı esnek tarifeye geçilmeli”
TSB İdare Şurası Üyesi Yavuz Ölken ise trafik fiyatlamasını etkileyen birçok başlığın olduğunu ve araç bedelleri, yedek kesim maliyetleri, personellik maliyetlerinin bu başlıkların başında yer aldığını lisana getirdi.
Ölken, “Asgari fiyata gelen her artırım geriye dönük maliyet oluşturuyor. Kesim kar etmek peşinde değil, önceliğimiz sürdürülebilir fiyatlama” diye konuştu.
Sigorta aracıları teknik platformuna entegre olmak için şirketlerin teknik olarak çalıştığını söyleyen Ölken, “Bizim yolumuz evvel yarı esnek sonra özgür tarifedir. 17 bin acentenin farklı yerlerde farklı şeyler denemesi, sigortacılığı yine tanımlayamayız. Biz platforma alışamadık. Çok alışacak üzere bir ihtimalimiz yok. Zati yürürlükte arzı denetim eden bir kaçınma genelgesi var.” yorumunu yaptı.
Ölken kelamlarını şöyle tamamladı:
“Platformun hedefine ulaşmadığı kanaatindeyim. Sayılar da onu gösteriyor. Sabah üretimdeki orana baktığımızda binde 4 üzere bir hisse var. Konvansiyonel yollarla aslında poliçeleşme devam ediyor. Hasebiyle platform burada duracaktır lakin yolumuzun hür tarife olması gerekmektedir.”
